Müjde Işıl – Kimi aktrisler var, yalnızca onların varlığı bile bir sineması kurtarmaya yetiyor. Catherine Deneuve, Isabelle Huppert, Meryl Streep ve Cate Blanchett gibi… Bu hafta vizyona giren “Borderlands” de sırtını tam manasıyla Cate Blanchett’ın varlığına yaslıyor. Blanchett pek görmeye alışık olmadığımız bir rolle karşımıza çıkarken sinema de eğlenceli bir aksiyon olarak renkli bir macera vadediyor.
Kelle avcısı Lilith’in, Atlas tarafından kızı Tina’yı bulması için görevlendirilmesiyle başlıyor macera. Memleketi olan Pandora gezegenine gittiğinde Tina’nın peşinde diğerlerinin da olduğunu ve bunun kolay bir kaçırma hadisesi olmadığını anlıyor. Görüntü oyunundan uyarlama olsa da çok klişe bir bahis var ortada. Eli Roth’un yazıp yönettiği sinema de özgünlük peşinde değil zati. Hatta referanslarını göstere göstere kullanıyor. “Borderlands” baştan sona “Star Wars” benzerlikleriyle dolu. Bar sahnesinden robota, uzay westerni üslubundan geçmişten gelen imaj kaydına kadar… Bu listeye “Mad Max”i, “Indiana Jones”u ve günümüz harika kahraman sinemalarını de dahil edebiliriz elbette. Yani yaratıcılığı keder etmeyen; var olanın, yapılmışın kodlarıyla ilerlemenin nimetlerinden faydalanan bir üretim “Borderlands”.
Jamie Lee Curtis sürprizi
Bütün bu benzerliklerin ortasında bir benzemez var ki o da Cate Blanchett. Rolünün “Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull” ile kısmen ortak noktaları olsa da Blanchett, “Borderlands”i neredeyse tek başına bir aksiyon kahramanı olarak sürüklüyor. Evet, “Atomic Blonde”daki dublörsüz Charlize Theron performansı yok elbette lakin 55 yaşındaki Blanchett’ın karizması görülmeye paha. Fönlü saçları ve fizikî imajıyla Blanchett’ı çıkarsanız, sinemadan geriye çok da bir şey kalmıyor. Varlığıyla yükseltiyor sineması yani. Sinemanın hoş sürprizlerinden biri de Jamie Lee Curtis’i, Blanchett ile birlikte izlemek. Öteki karakterler üzere Tannis karakteri pek yüzeysel olsa da ikiliyi perdede görmek büyük keyif doğrusu.
Bu ortada “Star Wars”un R2-D2’sunun gibisi Claptrap’i seslendiren Jack Black’in de hakkını yemeyelim. Mizah tarafının yükünü elinden geldiğince taşıyor.