Avukat Selin Nakıoğlu, 6 yaşındayken gelinlik giydirilip tarikatta evlendirilerek istismar edilen kız çocuğu ile ilgili, “Ben çığlık atma noktasındayım. Avukat olabilirim lakin TCK 103 noktasından açıklayacak ve bunu bunun teorisini konuşacak bir durum yok. Dava süreci devam ediliyor denilerek üzeri örtülecek bir durum burada yok. Burada diğer öteki cürümlerin işlendiği çok açık zira sistematik bir halde soruşturma kapatılmış” dedi.
Avukat Nakıpoğlu tarikatta gelinlik giydirilerek evlendirilen 6 yaşındaki çocuk hakkındaki açıklamalarını Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na anlattı. Nakıpoğlu, “Halkın yüzde kaçı 29 yaşındaki bir erkeğin 6 yaşındaki bir çocuğu maruz bıraktığı cinsel istismarı ve üstelik evlilik ismi altında işlenen bu cürmü kendine sıkıntı ediyor? Biz ne vakit bu hale geldik? Biz ne vakit bu kadar sessizleştik” dedi.
Avukat Nakıpoğlu’nun söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:
“Ben çığlık atma noktasındayım zira avukat olabilirim fakat TCK 103 noktasından açıklayacak ve bunu bunun teorisini konuşacak bir durum yok. Ortada 2014 yılında kapatılan bir soruşturma var. Timur Soykan’ın binbir zorlukla ortaya çıkardığı ve üstüne de bir çok tehdit alacağını iddia ettiğimiz bu haberle birlikte haberdar olduk. Aslında bu yaşananlar yeni bir olay değil ve şu anda da sanki kaç yüz bin çocuk tarikat denen bu gettolarda pek çok şiddetin her türlüsüne maruz bırakılıyor. Kız çocukları ilkokula gönderilmiyor. Bugün bu ülkede yalnızca bu konuşmalıydı, öbür hiçbir şey konuşulmamalı.”
“Nasıl tutuksuz yargılanırlar?”
“Ağırlaştırılmış mahpus cezasının 27 yıldan bahsediliyor ve bununla yargılanan bireylerin tutuksuz olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Bu katalog bir kabahat. Bu kabahati işleyenler hakkında iddianame düzenlenen ve kabul edildikten sonra, kavuşturma evresine geldiğinde tutuklu yargılanması gerekiyor. Seyahat Parkı, park olarak kalsın dediği için Can Atalay’ı alıyorlar lakin bugün bu olay, ülkede gerçek manada gündem olmuyor. Her akşam tahliller yapanlar bu hususta hiçbir şey söylemiyorlar. Bu olay yıllar evvel sistematik olarak, zincirleme bir formda yapılmış bir şiddet. Tarikatlara, kelamım ona bu gettolara karşı bu büyük büyük tahliller yapanlar susuyor ve demek ki korkuyorlar. O bireyler ana akım medyalarda İstanbul Mukavelesi ismine çok rahat atıp tutuyorlardı. Tarikatlar, İstanbul Kontratı aleyhine büyük çalışmalar yaptılar ve sayelerinde de mukaveleden olduk. Bu güç odaklarının kelamı dinleniyor fakat o şahıslar hiç okumadıkları mukavele aleyhine konuşuyorlardı. Artık dava süreci devam ediyor, konuşamayız diyecekler. Bu o denli bir şey değil. Dava süreci devam ediliyor denilerek üzeri örtülecek bir durum burada yok. Burada öbür diğer hataların işlendiği çok açık zira sistematik bir halde soruşturma kapatılmış.”
Biz ne vakit bu hale geldik?
“Sadece doğum kaydı istenip önüne gelebilecekken, savcı neden kemik yaşı istiyor? İlgili bakanlıklar neden sessiz? 25 Kasım’da ülkenin her noktasında ancak bilhassa Beyoğlu’nda bayanlara nasıl bir azap uygulandı. Ben o bayanların sabaha kadar yanlarında olan avukatlardanım. Maruz kaldıkları şiddeti gözlerimizle görüp kulaklarımızla duyduk. Bu olaylara sessiz kalmayan bayanlar polis şiddetine maruz kaldı ancak ilgili bakanlıklardan ses yok. Halkın yüzde kaçı 29 yaşındaki bir erkeğin 6 yaşındaki bir çocuğu maruz bıraktığı cinsel istismarı ve üstelik evlilik ismi altında işlenen bu cürmü kendine sıkıntı ediyor? Biz ne vakit bu hale geldik? Biz ne vakit bu kadar sessizleştik? Biz, sessizleşmenin değerini biliriz konu bahis çocuk ise.. Yalnızca çocuklar uyurken sessiz olmayı biliriz, çocukların vücutları, ruhları örselenirken, hayatları çalınırken değil. Bu karanlığı dağıtmak için birlikte çaba edip, birlikte ses çıkarmamız ve gündeme oturtmamız koşul. Bu tabansız karanlıktan bizim çıkmamız gerekiyor. Çocukların seslerini, çığlıklarını duymuyoruz.”